DHA YURT BÜLTENİ – 13
|İngiltere’de yaÅŸayan annenin 7 yaşındaki kızını alma mücadelesi… Jandarmanın gittiÄŸi Åžanlıurfa’daki köyde olaylar çıktı EVLİ olduÄŸunu bilmeden birlikte yaÅŸadığı kiÅŸiden olan 7 yaşındaki kızının, Åžanlıurfa’da babası tarafından zorla tutulduÄŸunu belirten annenin ÅŸikayeti üzerine,  Jandarmanın gittiÄŸi Åžanlıurfa’daki köyde olaylar çıktı.  Babanın yakınlarının direnmesi üzerine çıkan arbedede,  çocuÄŸun bir kiÅŸinin kolunun altında kaçırıldığı anlar  cep telefonu kamerasına yansıdı. Olaylarla ilgili 1 kiÅŸi tutuklandı, 1 kiÅŸi de denetimli serbestlikle bırakıldı. 4 yıldır hukuki mücadelesini sürdüren Zübeyde Kocaman, eÅŸi ve akrabalarının kızının alınmasına engel olduÄŸunu belirterek, ‘Kızım jandarmanın gözü önünde kaçırıldı’ dedi.İngiltere’de yaÅŸayan Zübeyde Kocaman, 10 yıl önce İstanbul’da Halil Y. ile birliktelik yaÅŸadı. Bu iliÅŸkiden hamile kalan Zübeyde Kocaman’ın  bir kızı dünyaya geldi.  ÇocuÄŸun doÄŸumundan itibaren baba Halil Y. ile görüşmeyi sürdüren Zübeyde Kocaman, 4 yıl önce Halil Y.’yi kızı Åž.K.’yle buluÅŸması için İngiltere’ye davet etti. Ancak vize sorunu çıktığı için Halil Y.’nın ısrarı üzerine Zübeyde K.,  kızıyla birlikte Åžanlıurfa’ya geldi. Kocaman çocuÄŸunu babasıyla buluÅŸturmak için geldiÄŸi Åžanlıurfa’da hayatının ÅŸokunu yaÅŸadı.  İdialara göre Halil Y. ve akrabaları küçük kızı havaalanından kaçırırken, Kocaman’ı da tehdit etti. ÇocuÄŸun kimlik ve pasaportları da anne Zübeyde Kocaman’dan zorla alındı. Çaresiz kalan genç kadın İngiltere’ye geri döndü ancak, velayeti üzerinde olan küçük kızı için hukuk mücadelesi baÅŸlattı. İngiltere ve Türkiye’de ayrı ayrı davalar açıldı. Her iki ülkede de mahkemeler çocuÄŸun velayetini anne Kocaman’a verdi. Mahkeme kararını uygulamak için geçtiÄŸimiz Ekim ayında küçük kızın alıkonulduÄŸu Åžanlıurfa’daki köye giden jandarma ekipleri, Halil Y.’nin akrabalarının direnciyle karşılaÅŸtı.Zübeyde Kocaman’ın avukatı Özan Kayahan bu konuyla ilgili Åžanlıurfa Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına yaptığı ÅŸikayet dilekçesinde ÅŸu ifadelere yer verdi. ‘Jandarma olay yerine gittiÄŸinde, müvekkilin çocuÄŸunu almak istemeleri üzerine  B.Y.  jandarmanın elinden çocuÄŸu alarak kaçırmış, resmi görevli olarak orada bulunan kamu görevlilerine mukavemet etmiÅŸ, orada bulunan bir jandarma personeline yumruk atarak yaralanmasına sebebiyet vermiÅŸ, olay yerinde bulunan Jandarma görevlilerinin de ifadeleri ile sabit ‘Benim ölümü almadan buradan çıkamazsınız ‘ tarzında söylemlerde bulunarak orada bulunan halkı da jandarma görevlilerine karşı kışkırtarak galeyana getirmiÅŸtir. Nitekim hemen akabinde orada bulunan halk onun  bu hareketleri sebebi  ile jandarma görevlilerine saldırmış ve mukavemette bulunmuÅŸlardır. Bunun sonucunda jandarma görevlileri çeÅŸitli yerlerinden yaralanmışlardır.  B.Y’den çocuÄŸu İ. Y. almış, çocuÄŸu Jandarma görevlilerinden kaçırmıştır. Daha sonra orada bulunan bir araca çocuÄŸu bir bilinmeyene götürmüşlerdir. Åžu an için çocuÄŸun nerede olduÄŸu, ölümü saÄŸ mı olduÄŸu belli deÄŸildir.’DHA’ya konuÅŸan Zübeyde Kocaman yaÅŸadıklarını şöyle anlattı: ‘İstanbul’da 2010 yılında Halil Y. ile tanıştım. Evli olmadığını söyledi ancak geçen sürede evli ve çocukları olduÄŸunu öğrendim. Beraber yaÅŸamamızı söyledi ancak, ben kabul etmedim. İngiltere’ye döndüm, burada çocuÄŸumu doÄŸurdum. ÇocuÄŸu olduÄŸundan haberdar ettim, arıyordu, konuÅŸuyordu. Davetiye bile gönderdim vize alsın diye. Vize ret aldı, itiraz etmedi. ‘ÇocuÄŸu getir ne olur görmek istiyorum’ dedi.’ Bir aylığına da olsa gel, söz geri göndereceÄŸim sizi’ dedi. Åžanlıurfa’ya geldim çocuÄŸun pasaportunu, kimliÄŸini aldı. Bu çocuk Urfa’dan çıkmayacak dedi. Kendileriyle yaÅŸamamı istedi. Kabul etmedim. Åžiddet uyguladı. Kafama silahı dayadı. ‘Ben ne istersem onu yapacaksın’ dedi. Sonra da küfrederek kovdu. ‘Seni de kızını da yakacağım’ diyerek evde bulunan eÅŸyaların bir kısmını ateÅŸe verdi. ÇocuÄŸumu yanıma alarak havalimanına gittim. Burada beni tehdit ettiler, M, Y. adlı akrabası çocuÄŸumu kaçırdı.ö’ÇOCUÄžUN ÖLDÜ’ DEDİLERHalil Y.’nin zaman zaman kendisini arayarak kızıyla ilgili yalan bilgiler verdiÄŸini belirten Zübeyde Kocaman, ‘Bir gün Halil beni aradı, çocuk çok hasta, hastanede yatıyor, çabuk gel, dedi. Türkiye’ye geldim. Avukatım Urfa’ya gitmeme izin vermedi. ‘Gidersen seni de bulamayız’ dedi. 2018 yılında icraya gittim. Yine beni tehdit ettiler. Kızı yine bulamadık. Çocuk kayıp, dedi. İngiltere’den avukatım Türkiye’deki yetkililere mektup gönderdi. Onlar da savcıya göndermiÅŸ. Savcı da mektubu Halil’e vermiÅŸ. Halil bana bu mektubu gönderdi. ‘Bu çocuÄŸu unut, öldü hiçbir ÅŸekilde ulaÅŸamayacaksın’ dedi. Ekim ayında kim olduÄŸunu bilmediÄŸim biri beni arayarak çocuÄŸumu öldürdüklerini söyledi. Hemen Türkiye’ye geldim. Jandarmaya giderek ÅŸikayetçi oldum. Yapılan araÅŸtırmada çocuÄŸumla ilgili bir ölüm kaydı olmadığını gördüm. Hatta okula dahi göndermediklerini öğrendim. Velayeti bende olduÄŸu için jandarma ekibi köye gitti. Ancak jandarmanın gözü önünde kızımı tekrar kaçırdılar. Burada jandarmaya küfrettiler. Ben o gün köye gitmedim. Jandarma, güvenlik gerekçesiyle gelmeme izin vermedi. ‘ÇOCUÄžUMU ÇIPLAK AYAK TARLADA ÇALIÅžTIRIYORLAR’ ÇocuÄŸunun yabancı insanlar tarafından büyütüldüğünü, kim olduÄŸunu bile bilmediÄŸi birileri tarafından kaçırıldığını söyleyen Zübeyde Kocaman, ÅŸunları anlattı: ‘ Åžu an haber alamıyorum. Yaklaşık 4 yıldır da çocuÄŸumu bir kere bile görmedim. İnternette resimlerini gördüm. Tarlada çalıştırıyorlar çocuÄŸumu. Eziyet ve zulüm yapıyorlar. Buna raÄŸmen herhangi bir ceza almıyorlar. Jandarmaya saldırıp küfrediyorlar yine ceza almıyorlar. Küçük çocuk elden ele dolaşıyor. Yetkililerden yardım bekliyorum. ÇocuÄŸumu bulsunlar bana teslim etsinler. Bütün annelere sesleniyorum. Sesime ses olsunlar. Lütfen çocuklarımıza dokunmasınlar. Yardım bekliyorum.ö ‘BİR VELAYET DAVASI DEĞİL ÇOCUK KAÇIRMA ALIKOYMA OLAYI’ Kocaman’ın avukatı Ozan Kayahan ise bu davanın sadece bir velayet dosyası olmadığını belirterek ‘Biz müvekkilimizle çocuk kaçırma ve alıkoyma konusunda ÅŸikayetçi olduk. Velayet kendisinde. Zübeyde Hanım ÅŸikayetçi, çocuk da maÄŸdur. Jandarma gitti orada olaylar yaÅŸandı. ÇocuÄŸu da alamadık. Jandarmaya hakaretler tehditler hatta tacizler yaÅŸandı.  Bununla ilgili de iÅŸlemler yapıldı. Jandarma olayıyla ilgili bir kiÅŸi tutuklandı bir kiÅŸi de denetimli serbestlikle bırakıldı. ÇocuÄŸun nerede olduÄŸu belli deÄŸilö dedi. ‘ÇOCUÄžA KARÅžI HEM PSİKOLOJİK HEM FİZİKSEL ŞİDDET VAR’ Uzman Klinik Psikolog Ceylan Åžengül ise yaÅŸanan olayın çocuk açısından ürkütücü ve korkutucu olduÄŸunu belirterek, ÅŸunları söyledi: Çocukta öfke nöbetleri, içe kapanma, duygusal dalgalanma söz konusu olabilir. Bu hikayede çocuk için güven duygusu oldukça zedelenmiÅŸ. Çünkü güven duygusunun ilk aşılandığı nokta ailedir. Babanın çocuÄŸun bir eÅŸya olmadığı bilmesi gerekiyor. Orada yaÅŸanan sadece psikolojik bir ÅŸiddet deÄŸil. Fiziksel bir ÅŸiddet de var. Küçük bir çocuk bedenine göre yetiÅŸkin bedeni kıyaslanamaz. Çocuk hakim olamayacağı bir düzen içerisinde oldukça travmatik bir olay yaşıyor. Bu yaÅŸananlar çocuÄŸun yetiÅŸkinliÄŸini de oldukça olumsuz etkiler. YaÅŸ olarak anneye bağımlı olan çocuÄŸun bu ÅŸekilde anneden koparılması çocukta olumsuz etkilere neden olur. Bu kadar öfkeli bir babanın çocuÄŸa vereceÄŸi bir ÅŸey yok. Bu süreç içerisinde çocuk anneye özlem duyacaktır. Çocuk için anne bir anda ortadan kayboldu. Gördüğümüz gibi babanın ciddi bir öfke kontrolü bozukluÄŸu var. Çocuk bu tutumları sergileyen bir babayla yaÅŸaması sıkıntılar içerir.’ GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ——————————–ÇocuÄŸun kaçırılma anı-Köylülerin jandarmaya tepkisi-Avukat ile röp-Anne ile röportaj (online röp)-ÇocuÄŸun fotoÄŸrafları -Psikolog ile röpMüslim SARIYAR-Esma MURAT- Hüseyin ÇAKMAK/  ===========================Çanakkale’de 1 köy karantinaya alındıÇANAKKALE’nin Ezine ilçesine baÄŸlı Sarısöğüt köyü koronavirüs tedbirleri kapsamında 14 gün süreyle karantinaya alındı.Ezine ilçe Hıfzıssıhha Kurulu kararınca, ilçe merkezine 8 kilometre uzaklıktaki Sarısöğüt köyüne 14 gün süreyle giriÅŸ ve çıkışlar kapatıldı. Kararda, ev ziyaretlerinin kısıtlanmasına, ibadetlerin toplu yapılmamasına, berber, kuaför gibi iÅŸ yerlerinin faaliyetlerinin geçici olarak durdurulmasına karar verildi.Yetkililer, koronavirüs tedbirleri kapsamında köyde çok sayıda kiÅŸide pozitif vaka tespit edilmesinden dolayı 14 gün süreyle giriÅŸ ve çıkışların kapatıldığını belirtirken, jandarma ekipleri, köy giriÅŸ ve çıkışlarında önlem aldı.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜKöy giriÅŸindeki barikattan ve jandarma arabasından görüntüler. Haber-Kamera: İpek YAVAÅž / EZİNE (Çanakkale), ===========================Yaralı ceylanı veterinere götürmek bahanesiyle alan şüphelilere toplam 24 bin lira para cezasıİZMİR’in Seferihisar ilçesinde, otomobilin çarptığı ceylanı veterinere götürme bahanesiyle alıp kayıplara karıştıkları belirlenip, iki şüpheli, toplam 24 bin lira para cezası kesilip, serbest bırakıldı. Şüpheliler, ceylanın öldüğünü ve gömdüklerini söyledi. Ancak ceylanın gömüldüğü yerde bulunamadığı bildirildi.Seferihisar-İzmir Karayolu Bademler mevkiinde 24 Kasım’da yaÅŸanan olayda; Seferihisar’dan İzmir yönüne giden otomobil, Bademler mevkiinde, sürücüsünün frene basıp, direksiyonu kırmaya çalışmasına raÄŸmen, yolun karşısına geçmeye çalışan ceylana çarptı. Yaralı ceylanın yardımına, kazaya tanık olan sürücüler koÅŸtu. Beyaz renkli bir otomobilin sürücüsü ise hafif yaralı ceylanı, ‘Veterinere götüreceÄŸim’ diyerek aracına alıp, olay yerinden uzaklaÅŸtı. Olayla ilgili soruÅŸturma baÅŸlatan Urla İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, ceylanın veterinere götürülmediÄŸini tespit etti. Bunun üzerine kameralar incelenirken, şüphelilerin M.K. ve Y.K. olduÄŸunu belirlendi. Yapılan operasyonda şüpheliler gözaltına alınırken, sorgularında ceylanın veterinere götürürken öldüğünü ve gömdüklerini söyledi. Ekiplerin yaptığı çalışmada ceylan, gömüldüğü belirtilen yerde bulunamadı. Ceylanı veterinere götürmediÄŸi için toplam 24 bin lira para cezası kesilen şüpheliler serbest bırakıldı.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -‘Veterinere götüreceÄŸim’ diyerek aldığı ceylanla birlikte kayıplara karıştı Haber: Tolga TAHÇI / İZMİR, ============================9 yıl önce sattığı geminin parasını alabildi KOCAELİ’nin Körfez ilçesinde, emekli gemi kaptanı ve gemi acentesi sahibi Mahmut Okan (68), 9 yıl önce kimyasal tanker gemisini 1 milyon 350 bin liraya sattı. Okan parasını alamayınca avukata vekalet verirken, avukat aldığı paranın 892 bin lirasını verdi. Okan baÅŸlattığı hukuk mücadelesi sonucu paranın geri kalan kısmını da aldı. Körfez Mimar Sinan Mahallesi’nde bulunan bir gemi acentesi sahibi emekli gemi kaptanı Mahmut Okan, 9 yıl önce bin tonluk kimyasal tanker taşınan gemisini satışa çıkardı. Mahmut Okan o dönem gemiyi 1 milyon 357 bin liraya sattı. Okan senetle sattığı geminin parasını alamayınca Kocaeli Barosu’na kayıtlı avukat H.Y. ile anlaÅŸtı. Avukat icra yolu ile senetle satılan geminin parasını aldı. Avukat, Okan’a 892 bin lira ödeme yaptı. Okan paranın geri kalan kısmını alabilmek için avukatı hakkında ÅŸikayetçi olarak hukuk mücadelesi baÅŸlattı. ‘YARGIYA TAÅžIDIM’ 9 yıl süren hukuk mücadelesini kazandığını söyleyen Mahmut Okan, ‘Yaklaşık 9 yıl önce kendime ait olan bir gemiyi sattım ve gemiden alacağım vardı. Avukatım bu davayı kazandı fakat kazandıktan sonra bana 892 bin liraya yakın bir para verdi. Toplam alacağımız ise 1 milyon 357 bin liraydı. Bana 1 milyon 357 bin lira vermesi gerekirken, 892 bin lira para ödedi avukatım. Avukat ‘Åžirketimin bazı evrakları, dosyaları vardı’ dedi ve geri kalan paranın kendisine ait olduÄŸunu söyleyerek üzerine zimmetledi. Benim hesabıma göre para avukatlık ücreti o kadar deÄŸildi. AÅŸağı yukarı 500 bin liraya yakın bir para aldı.’ dedi. ‘ALACAÄžIM FAİZİYLE BİRLİKTE BANA VERİLDİ’ Alacağının faiziyle birlikte hesaplandıktan sonra kendisine verildiÄŸini belirten Okan, şöyle konuÅŸtu:  ‘Neticesinde olayı yargıya taşıdık ve diÄŸer avukatımızla beraber hukuk mücadelemizi verdik. 9 sene sonra da bu hukuk mücadelesini haklı olarak kazandık. Bütün alacağım ne varsa hesap edildi ve faiziyle beraber bana verildi. Adaletimiz 9 sene sonra bize geri döndü. Neticede dürüst insanlar, doÄŸru insanlar her zaman için kazanır. Sen yanlış olursan her zaman için kaybedersin. Bu tür insanların o yüce makamı ve adalet mekanizmasını lekelemeye hakkı yok. Bu tür insanları baronun cezalandırması lazım. Baro varsa yanlış adamların da düzelmesi lazım ben bu fikirden yanayım.’GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ -Mahmut Okan ile röp -Mahkeme sürecindeki evraklar -Okan’dan detaylar Haber-Kamera: Nabi YAZICI – AliÅŸan KOYUNCU / KÖRFEZ ============================Türk ve Azerbaycan bayraklarını kamyonun üstüne çıkarak düzelttilerTOKAT’ın Başçiftlik ilçesinde ipe dolanan Türk ve Azerbaycan bayraklarını kamyonun üzerine düzelten bir kiÅŸinin o anları cep telefonu ile görüntülendi.İlçe merkezi İhsan Åžen Bulvarı’ndaki karayolunda iki aÄŸaç arasına asılan Türk ve Azerbaycan bayraklarının ipe dolandığını gören bir kamyon sürücüsü, aracını durdurdu. Yol ortasında duran kamyonun yolcu koltuÄŸunda oturan bir kiÅŸi kamyonun kupasının üzerine çıkarak ipe dolanmış halde duran Türk ve Azerbaycan bayraklarını düzeltti. Kamyon daha sonra bölgeden uzaklaÅŸtı. Bu anları bayrakları oraya asan Mutlu Aymak cep telefonu ile görüntüledi.Video çektiÄŸi esnada bayrağı düzelten ÅŸahıslara teÅŸekkür eden Mutlu Aymak, ‘Åžehir dışındaydım cenaze için yeni geldim. Bayrağını, devletini seven aÄŸabeylerimiz bayrağımızı yeniden dalgalandırıyorlar. Dolanmıştı, açtılar. Bu da beni çok mutlu etti. İşte devlete, millete, bayraÄŸa hizmet etmek öyle zannedildiÄŸi kadar zor deÄŸil, bu kadar kolay. Allah razı olsun. Bir millet, iki devlet. YaÅŸasın Azerbaycan, yaÅŸasın Türkiye’ dedi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Cep telefonu görüntüleriHaber: Halil İbrahim YEL/TOKAT,  ============================Parkura katılıp engelli oldularİZMİR’in Torbalı ilçesindeki bir rehabilitasyon merkezinde 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle bir farkındalık etkinliÄŸi yapıldı. Farklı meslek gruplarından farklı yaÅŸ aralığındaki kiÅŸiler, beÅŸ kategoride hazırlanan parkurlarda, kendilerini yetersizliÄŸi olan bireylerin yerine koyarak onların ne hissettiklerini anlamaya çalıştı.Torbalı’da yetersizliÄŸi olan bireylere destek veren bir rehabilitasyon merkezinde, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle farkındalık amaçlı bir etkinlik düzenlendi. İşitme, görme, özel öğrenme, otizm ve bedensel yetersizlik olmak üzere beÅŸ kategoride hazırlanan düzeneklere katılan saÄŸlıklı bireyler engelleri aÅŸarak parkurları tamamlamaya çalıştı. İşitme yetersizliÄŸi olan bireyleri anlamak adına yapılan alışveriÅŸ etkinliÄŸinde konuÅŸmadan isteklerini anlatmaya çalışan bireyler iÅŸaret dilinin önemine dikkat çekerken görme yetersizliÄŸi olan bireyleri anlamak adına karanlık odaya girip istenen eÅŸyaları bulmaya çalıştı.EtkinliÄŸe gönüllü olarak katılan ev kadını Ayten Adıgüzel (50), 10 yaşında zihinsel engelli bir çocuÄŸu olduÄŸunu belirtip, engelli bireyleri daha yakından tanıdığını söyledi. OÄŸlunun desteklerle geliÅŸiminde ilerleme gösterdiÄŸini ifade eden Adıgüzel, ‘Bu etkinlikte de öğretmenimiz bir yönergeyi tarif etmemizi istedi. El hareketleriyle anlatmaya çalıştık. Ben bir manavdan üzüm alacağımı anlatmaya çalıştım. Bir iÅŸitme engelli gibi manavdan alışveriÅŸ yapmaya çalıştım. Benim için etkileyici bir deneyim oldu. Bu çocuklara sevgi verilmesi lazım. En fazla görme engelliler için olan parkurda zorlandım. Düz yolda gözleri baÄŸlı yürüyemezken onlar sokakta nasıl gidiyor anlamadım’ dedi.Rehabilitasyon merkezinde psikolojik danışman olarak çalışan Ramazan Çiçek de farkındalık amacıyla yapılan etkinlikle ilgili ÅŸu bilgileri verdi: ‘Dünya Engelliler Günü’nde, farkındalık yaratmak için uygulamalı bir çalışma yaptık. İşitme yetersizliÄŸi olan bireylerimizin toplumda yaÅŸadıklarını canlandırarak neler yaÅŸayıp hangi zorlukları aÅŸmaları gerektiÄŸini fark ettirmeye çalıştık. Etkinlikte manav, oyuncakçı ve kırtasiye bölümleri vardı. Gönüllüler iÅŸaret diliyle kendilerini ifade etmeye çalıştılar. Renkleri anlatmak daha zor olduÄŸu için daha basit yönergeler verdik. Buna raÄŸmen zorlandıklarını gördük. Umarım bu farkındalık gerçek hayatta da devam eder. Onları anlayarak hissederek yaÅŸamalarını istiyoruz.”EMPATİ YAPARAK NE HİSSETTİKLERİNİ ANLADIM’Görme engelliler için hazırlanan parkurda bireylere yönergeler veren özel eÄŸitimci Sudan Kırbıt, ‘Gözleri kapatılan bir gönüllüden dolaptan kot gömlek almasını istedim. DiÄŸerinden dolaptaki çatal kaşıkları almasını istedim. Engelli bireylerin neler yaÅŸadıklarını bizzat görüp hissetmelerini istedik. Onların yaÅŸadıklarını bilemiyoruz. Özel bireylere farklı gözle bakılıyor. Onların içindeyiz, neler hissettiklerini daha iyi anlıyoruz’ diye konuÅŸtu. En fazla bedensel engelliler için hazırlanan parkurda zorlandığını anlatan hemÅŸire Zeliha Gizem İzci (21) ise de farkındalık kazandırmak amaçlı bu çalışmaya isteyerek katıldığını söyledi. İzci, ‘Gözlerimi kapatıp bu parkura girdim. EÅŸyaların nesnelerin nerede olduÄŸu bilmeden bir ÅŸeyler bulmaya çalıştım. Empati yaptım. Gerçekten de hayat onlar için çok zor. İstenen eÅŸyaları bulduk ama zorlandık. Bizim için kısa sürdü ama onlar için hayat böyle devam ediyor. İşitme yetersizliÄŸi için hazırlanan parkurda kendimi ifade etmede zorlandım. Bundan sonra onlara karşı daha yardımsever olmaya çalışacağım. Ne hissettiklerini daha iyi anladım’ dedi.Disleksili öğrencileri anlamak için hazırlanan parkurla ilgili bilgi veren Emire Demir, ‘Gönüllülere disleksililerin gözünden gördüğü metni yazmalarını istedik. Disleksililer B ve D harflerini karıştırıp harflerin yerlerini deÄŸiÅŸtirir, hece atlarlar. BoÅŸluk bırakırlar, kelimeler ve heceler arasında. Bazı harfleri eksik ya da yanlış görürler’ diye konuÅŸtu.  EÄŸitimci YaÄŸmur Oral ise bir amaçlarının da otizmli çocukların farkındalığını hissettirmek olduÄŸunu söyledi ve ÅŸunları anlattı: ‘Aslında hiçbirimiz onlar gibi bakamıyoruz. Bu parkurda farklı dokunsal nitelikte malzemeler kullandık. Otizmli çocuklar yumuÅŸak ve sert nesnelere hassasiyet gösterirler. Ayrıca ışıklandırmayla birlikte bizim günlük hayatta beynimizin kabul ettiÄŸi onlar kabul edemiyorlar. Bu bir market ya da bir alışveriÅŸ merkezi olabilir. Çocuklarımız zorlanıyor. VerdiÄŸimiz sesle birlikte onların farklı seslere nasıl tepki verebileceÄŸini göstermeye çalıştık.’GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Gözleri kapalı eÅŸya bulmaya çalışmalarından görüntü-Manavdan iÅŸaret diliyle alışveriÅŸ yapılmasından görüntü-Ses ve ışık verilen parkurdan görüntü-EÄŸitimciler ve gönüllülerle röp.Haber: Nevra UÇKAÇ – Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, DHA)============================3 kez kanseri yenen Durukan’a bilgisayar desteÄŸiSİVAS’ta önce böbrek yetmezliÄŸi, ardından da 3 kez kanser tanısı konulan ve hastalıkla yılmadan mücadele eden üniversite öğrencisi Durukan Yıldız’a(29), Belediye BaÅŸkanı Hilmi Bilgin eÄŸitimini sürdürebilmesi için dizüstü bilgisayar hediye etti.Sivas’ta yaÅŸayan Cumhuriyet Üniversitesi Sivas Meslek Yüksek Okulu Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümü birinci sınıfı öğrencisi Durukan Yıldız’a Sivas Belediyesi destek verdi. 2004 yılında böbrek yetmezliÄŸi tanısıyla hastaneye yatan ve babası Halim Yıldız ‘dan (59) böbrek nakli yapılan Yıldız’ın rahatsızlığı 2014 yılında tekrarladı. Bu kez de annesi Döndü Yıldız’dan (58) böbrek nakli yapılan Yıldız’a, yaklaşık 8 ay sonra ise kalınbağırsak kanseri teÅŸhisi konuldu. Ameliyat edilen genç, 1 yıl boyunca kemoterapi gördü. Ancak hastalığı 2016 yılında yeniden nükseden Yıldız bu kez karaciÄŸerinden ameliyat geçirdi. Aldığı kemoterapi ile kanseri yendi. Ancak talihsiz gencin rahatsızlığı 2018 yılında bir kez daha nüksetti. Yılmadan hastalıkla mücadele eden Durukan Yıldız, aldığı kemoterapi ile bir kez daha kanseri alt etti. 3 kere yendiÄŸi kanser bu yıl bir kez daha nüksetti. Durukan Yıldız kanseri yenmek için bir kez daha kemoterapi seanslarına baÅŸlayacak.Pandemi ve hastalığı nedeniyle okuluna gidemeyen Durukan Yıldız, Sivas Belediye BaÅŸkanı Hilmi Bilgin’e ulaÅŸarak derslerini uzaktan eÄŸitimle takip edebilmek için tablet istedi. İsteÄŸe duyarsız kalmayan BaÅŸkan Bilgin, Durukan Yıldız’ın eÄŸitimine devam edebilmesi için kendisine dizüstü bilgisayar hediye etti. Belediye BaÅŸkan Yardımcıları Ahmet Duman ve Levent Olgun, Durukan’ı evinde ziyaret ederek BaÅŸkan Bilgin’in hediye ettiÄŸi dizüstü bilgisayarı kendisine teslim etti.BİR KE DAHA AMELİYAT GEREKİYORDerslerine katılabileceÄŸi için çok mutlu olduÄŸunu ifade eden Durukan Yıldız, ‘Önce BaÅŸkan yardımcımız Levent Olgun’la iletiÅŸime geçtim. Daha sonra Ahmet BaÅŸkanım beni aradı, durumumu kendisine anlattım. SaÄŸ olsun Hilmi BaÅŸkanımız da yakından ilgilendi. Hem derslerime çalışabilmek hem de uzaktan eÄŸitime katılabilmek için ihtiyacım olan dizüstü bilgisayarı bana gönderdi. BaÅŸkanımıza çok teÅŸekkür ediyorum’ dedi.Yıldız, karaciÄŸer ana damar ve safra kesesinde tekrar nükseden kanser kitlesinin boyutunun büyük olması nedeniyle ameliyatın riskli olduÄŸunu bu nedenle doktorların kendisini ameliyat etmek istemediklerini belirterek ‘Beni ameliyat edecek doktor arıyorum. Sivas’ta, Ankara’da ve İstanbul’da gitmediÄŸim doktor kalmadı. Hepsi beni geri çevirdi. Kanseri 4’üncü kez yenmek istiyorum. CumhurbaÅŸkanımız ve SaÄŸlık Bakanlığımızdan destek bekliyorum’ dedi.
Bir önceki yazımız olan Sivas'ta İl Risk Azaltma Planı hazırlama çalıştayı düzenlendi başlıklı makalemizde 112 Acil, Deprem ve Politika hakkında bilgiler verilmektedir.